5 Aralık 2011 Pazartesi

İnsanın Evrimi


     Bilimin insanlara ait fosil kayıtlarını inceleyen dalına paleoantropoloji denir. Yani paleontoloji (eski canlı türlerinin inceleyen bilim dalı) ile antropolojinin (insanları inceleyen bilim dalı) kesişim noktasındadır.

     Bu yazıda sıklıkla geçecek olan “Hominid” kelimesi , maymunlarla insanların son ortak atası olan Hominini oymağından itibaren ortaya çıkmış olan insansı atalarımızın dahil olduğu Homo cinsini tarif edecektir.

   Bu yazının sonunda artık şu bilimle alakası olmayan "İnsan maymundan mı geldi?" cümlesinden de kurtulunmasını bekliyorum zira konunun kavranması halinde bu sorunun kendisinin bile, biyoloji ve evrim hakkında en ufak bir fikri olmayan insanların sorduğu bir şey olduğu görülecektir. 





Bundan yaklaşık 6-7 milyon yıl önce Afrika'da, şempanze cinsi (Pan) ile bizim cinsimiz (Homo) birbirinden ayrıldı. Peki bu ayrılmadan sonra bize ne oldu? Hominid soyu, doğrudan Homo sapiens'e dönüşmedi. Bunun yerine, (soyu şimdi tükenmiş olan) birçok hominidin oluşmasına kaynaklık etti. Bu ara formları kısaca işleyeceğiz. Bir zamanlar hominid olarak kabul edilen bazı türler de, son fosil bulgularıyla artık farklı bir sınıflandırmada ele alınmaktadır. (Örneğin; Ramapithecus’un aslında orangutanlarla yakın akraba olduğu anlaşılmış ve dolayısıyla hominid sınıflandırmasından çıkarılmıştır. -Lewin 1987.) Ama bu yazıda şu anda kabul gören hominidler anlatılacak. Ayrıca, fosillerin dışında pek çok mağara, alet, ayak izi ve buna benzer kayıtlar olsa da, bu yazıda onlardan çok fazla bahsedilmeyecektir.

Her canlı türü, büyük harfle yazılan bir cins ismi  (Örnek; Australopithecus , Homo) ve sonrasında gelen bir belirleyici isimle tanımlanır (Örnek; africanuserectus) ve ortaya bir tür ismi çıkar (Örnek; Homo erectus). Bazı yerlerde cins isminin sadece baş harfi yazılacaktır.


Hominid türleri

Hominid türleri, fosil kayıtlarının incelenmesiyle anlaşılan zamansal özelliklerine ek olarak, iki ayak üzerinde yürüme(bipedalizm), artan beyin hacmi, küçülen diş yapısı, iskelet yapısı, alet kullanımı, tüysüzleşme, avlanma, ateşin kullanımı ve ilerleyen süreçte dillerin gelişimi, sanat, kültür ve medeniyete olan yaklaşımları gibi birçok kriterde değerlendirilebilir. Ancak bu yazıda biraz daha özet, en temel ve en önemli farklılıkları vurgulanarak anlatılacaktır.


1859’da  Darwin’in “Türlerin Kökeni” kitabının yayınlanmasıyla düşünülmeye başlanan,  insanların Afrikalı maymunlarla akraba olduğu fikri, 1924 yılında Afrika'da bulunan ilk fosillerle sağlam bir zemine oturmaya başladı.


Bu fosil Raymond Dart tarafından bulunan 3-4 milyon yıllık bir Australopithecus fosiliydi (=Taung Child). Bundan daha önce bulunan fosiller de bu tarihlerden sonra daha belirgin sınıflandırmalara sokulabildi. Ama halen, keşfedilmemiş fosiller ve az da olsa aradaki boşlukları doldurması gereken hominid türleri vardır. Dahası, mevcut bilinen türler bile o kadar çeşitlidir ki kimi zaman uzmanlar bile hangi alttüre dahil edecekleri konusunda fikir ayrılığına düşmektedir. Yine de kaba hatlarıyla insanın şempanzeyle ortak olan Hominini atasından sonraki evrim hattı fazlasıyla belirgindir.


Geçtiğimiz yüzyılda birçok fosilin bulunmasıyla, insanın evrimsel gelişimine ışık tutuldu ve insanın yakın akrabası olan 12-19 farklı tür tanımlandı.


DNA'mızın %98’i yaşayan en yakın akrabalarımız olan şempanzelerle ortaktır. Genetik uzmanları ve fosil kanıtlarına göre şempanzelerle en yakın ortak atamız olan Hominini, 7-10 milyon yıl önce yaşamıştır.




         Beyin büyüklüğünün yanı sıra iki ayak üstünde yürümeye başlama özelliğimiz, belki de maymunlarla aramızdaki en büyük farktır, çünkü bu sayede eller serbest kalmış ve alet kullanımına müsait hale gelmiştir. Australopithecus’un iki ayak üzerinde yürüdüğü,  kemik ve iskelet şekli ve de fosilleşmiş ayak izlerine bakılarak anlaşılmıştır.

  Australopithecusların, bizim (Homo sapiens sapiens) de dahil olduğumuz Homo grubunun atası olduğu düşünülmektedir. Ancak Australopithecus, vejeteryan olan Paranthropus isimli bir diğer hominid dalının atası da olabilir. 2,7 milyon yıl önce kuru çayırlık alanlardan faydalanma güdüsüyle Afrika'nın doğusunda evrilen Paranthropus boisei,  dev çene yapısı ve çiğneme kaslarıyla burada bulunan sert köklü bitkilerle beslenmeye yatkındı.


 
      Buradan itibaren anlatılacak olan hominidler, fosillerin bulunma tarihine göre değil, evrimsel tarihlerine, yani yaşadıkları döneme göre en eskiden en yeniye doğru sıralanmıştır.


Sahelanthropus tchadensis 

 Toumai


*Toumai ismi verilen kafatası fosili, 2001 yılında Orta Afrika’nın Çad bölgesinde bulundu ve tanımlandı.(Brunet ve diğerleri 2002, Wood 2002).

*Beyin hacmi 350 cm3 tür.Şempanze ve insanların ortak atasına en yakın ve bilinen en eski hominid olarak anılsa da, insanla maymunların ortak atasından daha eski bir zamana (6-7 milyon yıl öncesi) işaret ediyor olması nedeniyle bazı uzmanlarca hominid olarak değerlendirilmemektedir.


Orrorin tugenensis 


*BAR 1000'00 (Orrorin), 2000 yılında Kenya’da bulunmuştur. (Martin Pickford, Kiptalam Cheboi, Dominique Gommery, Pierre Mein, Brigitte Senut)

*Kol ve kalça kemiği kısımları, alt çene ve dişleri de içerir. Bipedal olduğu düşünülmektedir, ama kesin değildir. Boynunun ve kafasının bazı bölgelerinin şekli bipedal olabileceğine işaret etse de kafatasının geri kalan arka kısmı ağaca tırmandığını gösterir. 

*6-5,8 milyon yıl öncesine aittir.

*Köpek dişleri , Miyosen maymunları ve dişi şempanzelerinki gibi sivri ve küçüktür. İnsanlar gibi küçük dişlere sahiptir.


Ardipithecus ramidus 

*5,8-4,4 milyon yıl öncesinde yaşamıştır.

*4,4 milyon yıllık bir A. ramidus fosili 1994’te bulunmuştur. (Yohannes Haile Selassie)

*Daha sonra yine 1994 yılında daha eksiksiz bir kafatası ve kısmi iskeletin bulunmasıyla, bu tür Ardipithecus takımına dahil edilmiştir. Çok kırılgan olan bu fosilin zarar verilmeden çıkarılıp incelenmesi 15 yıl sürmüş, 2009 yılında Ardi ismi verilerek bilim camiasında yayınlanmıştır.

 Ardi

*120 cm boyunda, 50 kg ağırlığında olup beyin ve kafatası bir şempanzeninki kadar küçüktür.

*Yerdeyken iki ayak üzerinde yürürdü ama ayakta yürümeye diğer australopithecuslar kadar iyi adapte olmamıştı. Ağaçta yine dört ayak kullanırdı. A.ramidus’un bu iki ayak üzerinde yürüme yeteneği, insan evriminde bir dönüm noktası olan tek eşliliğe geçişte önemli bir aşama olabilir.

*1997-2001 yılları arasında bulunan yeni fosiller, 5,2-5,8 milyon yıl öncesine işaret ediyordu. Bunlar yeni bir alttür olan Ardipithecus ramidus kadabba (Haile-Selassie 2001) ve sonradan da yeni tanımlanan bir tür olan Ardipithecus kadabba (Haile-Selassie et al. 2004) olarak sınıflandırıldı.


Australopithecus anamensis 

*5,5-3,9 milyon yıl öncesinde yaşamıştır.

*Bu türe ait ilk fosil 1967 yılında Kenya’da bulunmuş (Arnold Lewis), 1995'te tanımlanmıştır. (Leakey et al. 1995).

*Türe ait diğer 1994’te Kenyada bulunan 9 fosil ve yine Kenya'da bulunan ve çoğu dişli olan 12 fosil vardır. (Leakey et al. 1995). 

*Kısmi tibia kemiği, bipedallığa güçlü bir kanıt teşkil eder. Alt humerus (üst kol kemiği) insanınkine çok benzer.

*Bu dönemde, Leakey tarafından Tanzanya’nın Laetoli bölgesinde bulunan ve 3,7 milyon yıl öncesine ait olan ayak izleri, bu tarihte yaşayan hominidlerin bipedal olduğunun göstergesidir.

  
Laetoli ayak izleri


Australopithecus afarensis 

*Bu tür, 3.9 -3.0 milyon yıl öncesinde yaşamıştır.

    
Lucy 

*En önemli Australopithecus afarensis  örneklerinden biri olan Lucy (AL 288-1), çok iyi korunmuş bir fosildir. 1974 yılında Etyopya'da bulunmuştur. 3,2 milyon yıl öncesine aittir. (Lucy ismi, Beatles’ın “Lucy in the Sky with Diamonds” şarkısından esinlenilerek konmuştur.)

*1,10 metre boyunda olan Lucy, iki ayak üzerinde ama hafifçe dizlerini bükerek, bizim kadar zarif olmayan bir şekilde yürümüştür.Bilim adamları bilgisayarlar yardımıyla yürüme şeklini modellemişlerdir. Tipik olarak uzun kollara ve kıvrık parmaklara sahip olması, Lucy’nin dahil olduğu tür olan australopithecusların yine de iyi tırmanıcılar olduğunu gösteriyor.

*Beyin hacmi 375-440 cm3 

*Kafatası şempanzeye benzer ama dişleri insansıdır. Özellikle kanin(köpek) dişleri insanınkinden daha büyük ve sivri, maymunlardan daha küçüktür.

*Pelvis ve bacak kemikleri modern insana çok daha fazla benzer. Bipedal olduklarına şüphe yoktur, ama vücut yapıları koşmaktan çok yürümeye uygundur. (Leakey 1994).

*Boyları 107-152 cm arasında değişir.

*El ve ayak parmakları kıvrık olup insanlarınkinden daha uzundur ancak ellerin diğer özellikleri insana benzer. (Johanson and Edey 1981). Bu el ve ayak parmaklarıyla ilgili özellikler, bazı bilim adamlarınca A.afarensis’in hala ağaç tırmanmaya uyumlu olduğu şeklinde algılanırken, bazılarınca da evrim artıkları olarak değerlendirilir.



Selam= DIK 1-1 (bir diğer A.afarensis örneği)


Kenyanthropus platyops 

*Bu türe ait bulunan ilk örnek, 1999’da Kenya’da bulunan kısmi kafatasıdır.  (Justus Erus tarafından).

*3,5-3,2  milyon yıl öncesinde yaşamıştır.



*Kafatası A.afarensis ve A.africanus özelliklerine sahip olup, geniş yassı surat ve küçük dişlere sahiptir. Leakey tarafından tamamen yeni bir tür (Kenyanthropus platypos) olarak sınıflandırılırken, bazı uzmanlar tarafından Australopithecus’un bir alt türü şeklinde Australopithecus platyops olarak da ele alınır.


Australopithecus africanus  


*3-2 milyon yıl öncesinde yaşamıştır. A. afarensis gibi o da bipedaldir ama vücudu biraz daha iricedir.

*Bu türe ait en önemli fosillerden biri  1924 yılında Güney Afrika’da bulunan Taung Child’dır.(Raymond Dart tarafından) İncelendikten sonra keşfin hemen ertesi yılı ''Nature'' dergisinde yeni bir tür olarak yayınlanmıştır. 2,5 milyon yıl yaşındadır.

*Öldüğünde 3 yaşında olduğu düşünülmektedir. Omurganın hemen üzerinde bulunan kafatası, bunun bir maymuna değil, hominid türüne ait olduğuna dair ipucu vermiştir ve kafatasındaki kırıklara bakılarak daha önceki fosil örneklerinden elde edilen veriler de göz önüne alındığında, bu çocuğun kartal gibi bir yırtıcı kuş tarafından öldürülmüş olabileceği düşünülmüştür.

Taung Child

*Beyin hacmi de biraz daha büyüktür. (420-550 cm3) Bu, şempanze beyninden biraz daha büyüktür ama hala konuşma yeteneği için gerekli olan beyin bölgelerinin oluşumu için yeterince büyük değildir.

*Arka dişleri afarensis'ten biraz daha büyüktür. Çenesi ve dişleri insanınkinden çok daha büyük de olsa, maymunlardan çok insana benzemektedir. (Johanson and Edey 1981).


Australopithecus garhi 

*1999’da tanımlanmıştır. (Asfaw et al. 1999).

*Önceki australopithecus'lardan kafatası şekli, özellikle büyük arka dişleri ve ilkel bir kafatası morfolojisiyle ayrılır.


Australopithecus sediba 

*1,78-1,95 milyon yıl öncesine ait genç bir erkekle yetişkin bir dişiye ait iki fosil bulunmuş ve sonrasında tanımlanmıştır. (Berger et al. 2010, Balter 2010).

*2008 yılında Güney Afrika'da bir mağarada keşfedilen ve "Karabo" (Yanıt) olarak adlandırılan iki milyon yıllık 13 yaşındaki bir çocuğa ait bu iskelet fosili bilim dünyasını şaşkınlığa uğratmıştı. Witwatersrand Üniversitesi'nde evrimsel biyoloji profesörü Lee Berger, Karabo'nun elinin daha önce bir benzerinin görülmediğini söylüyor ve ekliyor:

"Elinizin üzerine koyduğunuzda, bu el kemiklerinin bir şempanzeye ait olmadığı su götürmez. Bu el kesinlikle alet yapabilecek kapasitede. İnsanlarla ortak özellikleri daha önceki tüm keşiflerden fazla yine de çok ilkel ve bu çok heyecan verici.''



*Karabo'nun ellerinin insan eline benzerliği şok etkisi yaratırken, John Gurche iki milyon yıl boyunca korunmuş iskeletten yola çıkarak Karabo'nun neye benzediğini ortaya çıkardı. İskeletten yola çıkılarak çizilen portre ve iskeletin yanında bulunan 30'lu yaşlarındaki bir kadına, muhtemelen Karabo'nun annesine ait kemik kalıntıları, Londra'daki Doğal Tarih Müzesi'nde sergileniyor.



*A. africanus ile Homo arasında bir geçiş formu olarak değerlendirilmiş, Homo'ya daha çok benzemesi nedeniyle de onun olası atası olabileceği düşünülmüştür. 

*Bipedaldir ama ağaca tırmanmak için uzun kolları vardır.

*Kafatasında, dişlerinde ve pelvis bölgesinde insana benzer özellikler bulunmuştur.

*Beyin hacmi genç erkek bireyde 420 cm3

*Bulunan her iki birey de kısa boyludur. (130cm)


-------------------------------------------------------------------------

*Australopithecus afarensis, A. africanus  ve buraya kadar anlatılan diğer türler, zayıf australopithecus'lar olarak bilinir. 

*Çünkü birazdan anlatılacak olan ve güçlü(robust) australopithecus'lar olarak sınıflandırılan türler kadar büyük değillerdir,  kafatası ve dişleri de daha küçüktür.

----------------------------------------------------------------


Paranthropus (Australopithecus) aethiopicus 

*2.6 - 2.3 milyon yıl önce yaşamıştır.

*En iyi bilinen örneği Alan Walker tarafından 1985’te Kenya’da bulunan KNM WT 17000 (The Black Skull) fosilidir.

KNM WT 17000 (The Black Skull)

*Beyni çok küçüktür (410 cm3). Kafatası kemikleri ilkeldir. Surat genişliği, çene ve diş büyüklüğü gibi diğer özellikleri A.boisei’ye benzer. Bilinen tüm hominidler arasında en büyük sagital krete sahiptir. (Leakey and Lewin 1992).

*not: Sagital kret, kafatasının tepesinde bulunan kemiksi bir kabartıdır ve buraya çiğneme kasları tutunur.

Paranthropus (Australopithecus)  robustus
  
*2-1,5 milyon yıl önce yaşamıştır.

*1948 yılında Güney Afrika’da bulunan SK48 ve 1938’de yine Güney Afrika’da bulunan TM1517 bu gruba girer.

*Ön dişleri nispeten küçük, öğütücü arka dişleri ise büyüktür. Bulunan pek çok örnekte sagital kret mecvuttur ki bu da çok fazla çiğneme, dolayısıyla güçlü çiğneme kasları gerektiren bir beslenme şekline işaret eder.

*Beyin hacmi 530 cm3 tür.

*Robustus fosilleriyle bulunan kemiklerin, toprağı kazma aletleri olarak kullanılmış olabileceği düşündürmüştür.


Paranthropus (Australopithecus) boisei  (önceden Zinjanthropus boisei


*2,1 – 1,1 milyon yıl önce yaşamıştır.

*OH5 (Zinj veya Nutracker Man) bu türe ait 1959 yılında Tanzanya’da bulunan bir örnektir ve 1,8 milyon yıl öncesinden kalmadır.

*A.robustusa benzer ama surat ve yanaklar daha da geniştir.

*Beyin hacmi robustus gibi 530 cm3 civarındadır.

Australopithecus aethiopicus,  robustus ve boisei  güçlü australopithecus'lar olarak bilinir çünkü özellikle kafatasları iri kemiklidir. İnsanın direk atası olmak için çok uygun adaylar değildirler. Birçok uzman onları artık Paranthropus takımına dahil etmektedir.



Homo gautengensi

*2010 yılında Güney Afrika'da bulunan kısmi bir kafatası fosilinin incelenmesi sonucunda bu canlının aranan kayıp halkalardan biri olabileceği, yani Homo cinsinin ilk türlerinden biri  olabileceği üzerinde duruluyor.

*1,95 milyon yıl öncesine ait olduğu düşünülen örnek, çok yeni bir buluş olması nedeniyle hala incelenmektedir ve hakkındaki bilgiler henüz kesinlik kazanmamıştır.


Homo habilis

*2,4 milyon-1,5 milyon yıl önce yaşamıştır.

*1960 ylında Tanzanya’da bulunan iki fosil; OH7 ve OH8

*1968 yılında yine Tanzanya’da bulunan OH24 (Twiggy)

*1973te Kenya’da bulunan KNM ER1813  bu türe ait en ünlü fosil örnekleridir.

KNM ER1813

* Homo habilis, fosil kayıtlarında insana en çok benzeyen en eski canlıydı. P.bosei  ile aynı dönemde yaşamış olan Homo habilis, bizim üçte ikimiz büyüklüğündedir ve beyinleri Australopithecus’lardan belirgin şekilde daha büyüktür.(500-800 cm3 )

* "Hünerli işçi" anlamına gelen H.habilis, alet icadedip bunları kemik kırmak ve kemik iliği çıkarmak için kullanan en eski türdür. ''Oldowan'' olarak bilinen bu alet yapma geleneği, hiç değişmeden 1 milyon yıl kadar devam etmiştir. Oldowan aletleri taşlardan yapılırdı. Bu süreçte, büyük beyin hacimlerine rağmen Paranthropus türünün 1,2 milyon yıl önce nesli tükenmişti.

*Bazı bilim adamları, yırtıcılara karşı ekip halinde çalışmayı öğrenmenin, Homo türüne üstünlük sağladığını düşünmektedir.

  
* Homo habilisin dişleri ve çenesi Paranthropus’tan çok daha küçüktür ve büyük ihtimalle büyük miktarlarda et yiyen ilk insandır. Leş yiyicilikle başlayan bu etobur beslenme sonucu meydana gelen enerji,  beyin hacmindeki artışı tetiklemiş olabilir. Bilim adamları, çene kaslarını zayıflatan bir mutasyon sonucunda, beynimizin büyümesi için kafatasında yeterli alan açılmasıyla beynin büyüdüğü üzerinde durmaktadır.

* Broca bölgesi denilen ve konuşma yeteneği için şart olan kabarıntı, bir habilis'in kemikten alçı modelinde mevcuttur. Bu da ilkel bir konuşma yeteneğine sahip olmuş olabileceğini gösterir.

* 127cm boyunda 45 kg ağırlığında olduğu anlaşılmıştır. Dişi bireyler daha küçük olabilir.


Homo georgicus 

*2001 Gürcistan'da bulunan D 2700 fosili bu gruba girer ve 1,8 milyon yaşındadır.

*H. habilis ile H. erectus arasındaki bir ara formdur.

*Beyin hacmi 600-780 cm3 

*2001’de tam olmayan bir iskelet daha bulundu ama henüz detayları bilinmiyor.  (Vekua et al. 2002, Gabunia et al. 2002)


Homo erectus 

*1,8 milyon- 300 bin yıl önce yaşamıştır.

*Bu türe ait ilk örnek, 1891’de Endonezya’da bulundu (Eugène Dubois tarafından). Java Man ismi verilen bu örnek, 1 - 0,7 milyon yıl öncesinden kalmadır.


Peking Man

*Daha sonra 1921 yılında Peking Man olarak isimlendirilen ve 780-680 bin yıl öncesine ait bir fosil de Çin’de bulundu.

Peking Man


*En önemli fosillerden birisi olan Turkana boy (veya Nariokotome Boy da denilir), 1984 yılında Kenya’daki Nariokotome bölgesinde bulunan Turkana gölü yakınlarında  bulunmuştur ve elimizdeki en eksiksiz fosillerden birisidir.

*1,5 milyon yıl öncesine ait olan Turkana boy, kimi uzmanlarca Homo ergaster, kimlerince de Homo erectus olarak sınıflandırılır.  

*Bu 16 yaşındaki genç erkek bireye ait fosil incelemeleri, pelvis bölgesinin günümüzdeki genişliğine ulaşmış olduğunu göstermektedir. Bu keşif, büyüyen kafatası ve beyin oranları da göz önüne alınınca, günümüzde insan dişilerinin doğum için yardıma ihtiyacı olması, bebeklerin daha erken doğması, çocuk bakımının daha uzun süreye ihtiyaç duyması gibi maymun dişilerinden farklı olduğu bazı özelliklerin ortaya çıkış sebeplerine ışık tutmaktadır.

Turkana boy (veya Nariokotome Boy da denilir)

*Bunların dışında bu türe ait ünlü fosiller 1937-39 yılları arasında bulunan Sangiran 2 ve Sangiran 4’tür. Ve sonradan daha başka fosiller de bulunmuştur.

*Beyin hacmi 850-1100 cm3 olan H.erectus'un kesin olmamakla birlikte; denize açılan, mamut ve yabani at gibi hayvanları ilk avlayan, ateşi ilk kullanan ve ilk barınak yapan tür olabileceği düşünülmektedir. H. habilis gibi büyük azı dişleri içeren çıkık çene, kalın kaş tümsekleri vardır, çene ucu belirgin değildir.


*İskeleti modern insandan daha iri yapılı, dolayısıyla daha güçlüdür. Bulunan örneklerde çeşitlilik vardır, Turkana boy uzun boylu ve ince yapılıyken, Pekin Man daha kısa ve tıknaz yapılıdır. Turkana boy üzerinde yapılan çalışmalar, erectus’un yürüme konusunda modern insanlardan daha becerikli olabileceğini göstermiştir (Willis 1989). 

*Homo habilis ve bütün australopithecus’lar sadece Afrika’da bulunmuştur. Fakat H.erectus daha geniş bir yayılım gösterir, Afrika, Asya ve Avrupa'da da bulunmuş, Çin’e kadar yayılım göstermiştir. Erectus'un ateşi kullandığına dair kanıt vardır ve taş aletleri habilis'ten daha gelişkindir.


Homo ergaster

 KNM ER 3733

*1,65 milyon yıl öncesine gelindiğinde bir başka tür olan Homo ergaster ortaya çıkar.

*Bazı uzmanlar Afrikalı erectus türlerini, Asyalı H.erectus'tan bazı kafatası özellikleri bakımından farklı olması nedeniyle, Homo ergaster grubunda sınıflandırır. Böyle bir sınıflandırma yapılması halinde, Turkana boy ve KNM ER3733 gibi örnekler de H.ergaster sınıfına girmelidir. 

*Aletlerini ‘Acheulean tekniği’ denilen farklı bir teknikle yapıyorlardı. Bu teknik, nerdeyse bütün taş devri boyunca kullanılmıştır. Bazı uzmanlara göre H. ergaster, ilk tüysüz vücuda sahip olan ve de ilk kez terleyen hominid türüdür.


H. cepranensis ve H. antecessor

H. erectus ile H. heidelbergensis arası bir ara form oldukları düşünülüyor ama incelemeri sürüyor.

- H. cepranensis (800 bin yıl)
- H. antecessor (1,2 milyon-500bin yıl) 


Arkaik Homo sapiens  (= Homo heidelbergensis

*Homo sapiens'in arkaik formları 524 bin yıl önce yaşamıştır. Bu tür, hem Homo erectus’un, hem de modern insanın beyin özelliklerini taşır. Beyin hacmi erectus'tan büyük ve çoğu modern insandan küçüktür. (ortalama 1200 cm3 )

*Kafatası H.erectustan daha yuvarlaktır.

*İskeleti ve dişleri H.erectus’tan daha zayıf, ama modern insandan daha iri ve güçlüdür.

*H. erectus ile arkaik sapiens arasında net ve kesin bir ayrım hattı yoktur, pek çok fosil 500 bin ile 200 bin yıl öncesine ait olup aralarındaki farkları belirlemek zordur.

*1994 yılında İngiltere’de bulunan Boxgrove Man ve İtalya’da bulunan Altamura Man bu türün örneği olan fosillerdir.


Homo sapiens neanderthalensis (= Homo neanderthalensis

  Krapina C

*Neandertal insan, 230 bin ile 30 bin yıl önce Avrupa ve Orta Asya'da yaygın olarak yaşamıştır.

*Bu türe ait ilk fosil 1899 yılında Hırvatistanda bulunan Krapina’dır.

*Steinheim Skull  1933 yılında Almanya bölgesinde,

*Swanscombe Man  1935 yılında İngiltere’de,

*Bontnewydd  1981 ylında İngiltere’de bulunmuştur ve bu hepsi de bu türe girerler.

*Tahun C1 (İsrail’de), Mt. Circeo, Saccapastore, La quina 5 ve 18, Neanderthal 1, La Ferrassie 1  gibi bu gruba ait daha pek çok fosil, kemik-diş-çene örneği vardır.

La Ferrassie 1

*Beyin hacmi, modern insandan biraz daha büyüktür (yaklaşık 1450 cm3), ama bu büyük olasılıkla daha büyük olan vücut yapılarıyla bağlantılıdır.

*Beynin içinde bulunduğu kranyum, modern insanınkinden daha uzun ve alçaktır. Erectus gibi çıkıç çene ve basık alna sahiptir ve çene ucu belirgin değildir.

*Orta yüz bölgesi de dışa çıkıktır ki bu özellik ne erectus'ta, ne sapiens'te görülmez ve soğuğa uyum için gelişmiş olabilir.

*Modern insandan pek çok başka özellik ile ayrılır, bunlardan en ilginç olanları kürek kemiği ve pelvisteki kasık kemiğidir.

*Neandertal fosilleri, H. erectus'unkilerden daha gelişkin aletler ve silahlarla beraber bulunmuştur. Ölülerini gömen ilk insanlardır. Bilinen en eski mezar benzeri yapı 100 bin yıllıktır (Trinkaus and Shipman 1992; Trinkaus and Howells 1979; Gore 1996)

*Neandertal’ler soğuk iklimde yaşamıştır ve vücut özellikleri, soğuğa uyum sağlamış olan modern insanlara benzer (kısa ve tıknaz vücut yapısı, kısa uzuvlar gibi özellikler). *168 cm boyunda olup kalın ve ağır, güçlü kas bağlantı yerleri içeren kemikleri vardır. Zor yaşam koşullarına dayanıklıdırlar.


Homo floresiensis 

*Flores’in bir Endonezya adasında 2003'te bulunan LB 1 (Hobbit) bu türe örnek olarak verilebilir ancak bazı uzmanlarca H. erectus veya başka bir tür olabileceği konusu hala tartışmalıdır. Bu fosil   718 bin yıl öncesine aittir.


 LB 1 (Hobbit)


LB 1 (Hobbit) canlandırma

*En eksiksiz erişkin dişi fosili, 1 metre boyundadır, beyni 417 cm3 hacmindedir. Homo erectus'un cüce formu olduğu da düşünülmektedir.(Büyük memelilerin cüce formlarının izole adalarda evrimleşmesi sık rastlanan bir durumdur.)

*Tamamen bipedaldir,  alet ve ateşi kullanmış, adada bulunan cüce filleri avlamıştır. (Brown et al. 2004, Morwood et al. 2004, Lahr and Foley 2004)


Denisova hominini  (X-woman)

*2010 yılında Rusya'daki Denisova mağarasında 41 bin yıllık bir parmak kemiği ile diş kalıntısı bulundu. Bulunan bölgenin soğuk iklim şartları, iyi korunmuş olan DNA'nın incelemesini kolaylaştırdı. Bu vücut parçalarının mitokondriyal DNA (mtDNA) tekniğiyle incelenmesi sonucunda kalıntıların, henüz tanımlanmamış yeni bir Homo cinsine ait olabileceği düşünüldü. Denisova Mağarası, kalıntıların işaret ettiği tarihle aynı tarihlerde neandertal ve modern insanlar tarafından da kullanılmıştı.



*Denisova hominini'nin (Denisovalar olarak bilinir) mtDNA'sı, neandertaller'den farklıdır. Uluslararası bir bilim adamı ekibi, parmak kemiğinin genomundaki diziyi belirledi.

*Çıkan sonuçlara göre, Denisovalar ile neandertaller ortak ataya sahiptir ve Melanezyalılarla da çiftleşmişlerdir. Analizlere göre, modern insan, neandertaller ve Denisova homininleri en son 1 milyon yıl önce ortak bir ataya sahipmiş. Ayrıca yine DNA çalışmalarına göre, bu yeni hominin türü, Afrika'dan erken göçün sonucu olabilir.
Çok yeni olan bu tür ile ilgili çalışmalar devam etmektedir.


Homo sapiens sapiens (modern insan) 



*H.sapiens'in ilk modern formları 200 bin yıl öncesinde ortaya çıkar. 25 bin yıl önce diğer Homo türlerinin soyları tükenmiş, geriye sadece günümüz insanları olan Homo sapiens sapiens kalmış ve tüm Eski Dünya'ya yayılmıştır.

*Modern insanın ortalama beyin hacmi 1350 cm3 tür.

*Alın dik bir şekilde yükselir, kaş kabarıntıları çok küçük veya eksiktir, çene dikkat çekici ve çıkıktır ve iskelet de ince yapılıdır.  

*İlk bulunan H.sapiens fosili 1868 yılındaki Cro-Magnon1’dir. 30 bin yıl önce yaşamıştır. Kromagnon kültürünün ortaya çıkışıyla, alet setleri daha karmaşık olmaya, giyim, oymacılık ve heykeltraşlık gibi eserler görülmeye başlanmıştır. Süslü aletler, boncuklar, müzik aletleri ve mağara resimleri sonraki 20 bin yılda ortaya çıkar. (Leakey 1994) 


Cro-Magnon1

*Cro-Magnon1 dışında Dali, Omo1, Omo2, Jebel Irhoud 1,2,3,4 ve Mungo Man gibi pek çok örnek vardır ve bunlardan en yaşlı olanı Dali olup 209 bin yıl öncesine aittir. Dali’nin H. sapiens değil de Homo heidelbergensis olduğunu düşünen uzmanlar vardır.

*Son 100 bin yılda bile daha küçük azı dişlerine ve vücut iriliğindeki gürbüz görünümde azalmaya doğru giden süreç devam etmiştir.Bizim şu andaki yüz, çene ve diş yapımız, bundan 10 bin yıl önce yaşamış olan mezolitik insana göre %10 daha narin yapılıdır.

*30 bin yıl önce yaşamış olan üst paleolitik insanlara kıyasla da, %20-30 daha narin yapılıyız. İlginç bir şekilde Avustralya aborjinleri gibi bazı insan gruplarının dişleri, Arkaik sapiens ’lere daha çok benzer.

*En küçük dişler, besin işleme tekniklerinin en uzun süre kullanılmakta olduğu bölgelerde bulunur. Bu durum, bütün canlılarda evrimin itici gücü olan doğal seçilimin, son 10 bin yılda bile insan soyunda yarattığı değişiklerden sadece biridir.(Brace 1983).



Burada bahsedilen tüm fosillerin gerçek örnekleri, dünyanın çeşitli yerlerindeki müzelerde bulunmaktadır.



Bu linkte de güzel bir tarihsel şema var. Şekilli bir hominid tarihçesi, mouse ile kolayca kaydırarak ilerleyebilirsiniz


Hominid türlerinin beyin hacmi ve ortalama boy oranları


Son olarak, konuyu özetlediğini düşündüğüm çok temel bilgileri içeren bir video çevirisini de sunuyorum. Özellikle yeni başlayanlar ve konuya çok hakim olmayanlar için faydalı olacaktır diye düşünüyorum:
                    


Kaynakça:

Bu yazıyı hazırlarken aşağıdaki kaynaklardan ve ismi geçen bilim insanlarının makalelerinde belirttikleri açıklamalardan faydalandım. Daha detaylı anlatımları için bu linklere göz atabilirsiniz:








Yazar : Felis Agnosticus  
Adres: http://www.baharkilic.org
22 Mayıs 2011



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder